içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Aynalı Pazar

Bugun...
Taaaaa Van’dayız..

Türkiye’nin bir ucu olan Çanakkale’den diğer ucu olan Van’a gidince, bu başlığı atmak geldi içimden..

 

Capital dergisi genel yayın yönetmeni Rauf Ateş’ten teklif gelince, Van’a ilk kez gideceğimden hemen kabul ettim. İyi ki de gitmişim. Van, çok güzel bir şehirmiş.

 

Van TSO’nun ''Aile Şirketleri 2023'' başlıklı konferansında 4 konuşmacıdan biriydim.

 

Rixos otellerinin sahibi Fettah Tamimce de konuşmacıydı. Özel uçağına bizleri de davet etti.

 

Fettah beyi daha öncede duymuş ve Genç bakış programında da izlemiştim. Başarılı bir iş adamı olduğunu biliyordum. Henüz 43 yaşında milyarlık işler yapmak, kolay işler değil.

 

Bilmediğim yönlerini de hem uçakta, hem de konferansta dinlemiş oldum.

 

Mevcut 30 kadar Rixoss otellerine bir yıl içinde 14 tane ekliyormuş. Kazakistan’daki yatırımları Türkiye’den daha fazla. Termik santrali var, birçok inşaat projesini yapmış ve yapmaya devam ediyor.

 

Sohbetimizde, Rauf Ateş ve Ekonomist dergisi genel yayın yönetmeni Talat Yeşiloğlu da vardı. Keyifli bir sohbet oldu.

 

Üniversite-sanayi iş birliğinden söz edince Fettah beyin Antalya’da 1500 öğrencinin olduğu üniversitesi olduğunu da öğrenmiş olduk. Üniversitesindeki öğrencilerin gelişimi ve iyi birer girişimci olmaları için yaptığı çalışmaları anlattı, uzun uzun..

 

Konferans konuşmasında da, Van’ın bir köyünden, Antalya ya gidişi ve halı tezgâhtarlığındaki başarılarından söz etti. O kadar çok para kazanmış ki, daha liseyi 1 araba ve 2 ev sahibi olmuş. Yabancı dil bilmeden turistlere nasıl halı sattığını, sonradan nasıl dil öğrendiğini, Almanya’ya minibüs dolusu halı ile gidip, 2 Mercedes fiyatına halıları nasıl sattığını anlatınca, gerçekten ''Satıcılık'' ne kadar önemliymiş dedirtti.

 

Konferans konuşmamda bende, aile anayasasına değindim. 58 sayfalık Doğanlar aile anayasasından, bu maddelerin hazırlanırken yaşadıklarımızdan örnekler vererek anlatmaya çalıştım.

 

Genelde toplumumuzda yanlış algıya neden olan kurumsallaşmanın aslında, basitçe kurallar zinciri olduğunu yani ''Yaptığını, yapacaklarını yaz.. Yazdıklarını yap'' şeklinde bir yönetim sistemi olduğunu belirttim.

 

Aile anayasası veya şirket anayasasını yazmak için onlarca kişilik aile, yüzlerce çalışan olmasına gerek olmadığını, iki kişilik ailede veya ortaklıklarda da bir anayasanın olması gerektiğini belirttim.

 

Genelde, sözlü iş yapmayı seven, ama sorun olduğunda da kavganın en delikanlısını yapan bir toplum olarak, yazılı kurallarımızın olması kaçınılmaz olduğunu hepimiz biliyoruz aslında..

 

Benden sonra konuşmacı olan Fettah Bey; ''Benimki anayasa değil, babayasa'' diyerek, kendi koyduğu kurallarını sıraladı.

 

Van TSO’da yapılan konferans öncesi, ziyaret ettiğimiz TSO başkanı Van’daki durumu kısaca özetledi. Organize sanayideki 82 KOBİ çapındaki fabrikaları anlattı. Pozitif bakışlı ve heyecan dolu başkanın ''TSO seçim bildirgesi'' hepimizi şaşırttı. TSO olarak 2023 yılına kadar yapacaklarını tek tek sıralamış.

 

Konferanstaki diğer konuşmacılardan birisi EY Denetim ve Danışmanlık Şirketinin yöneticilerinden olan Erdal Çalıkoğlu ise aile şirketlerinin nelere önem vermesi gerektiğini sunumuyla net bir şekilde anlattı.

 

Bir diğer konuşmacı olan ve kendisini daha öncede dinleme fırsatı bulduğum Konyalı Zade Grubu Başkanı Mevlüt Büyükhelvacıgil ise Aile Anayasası hazırlanırken yaşadıkları evreleri, karikatürlü sunumları ile aktardı. Aile Anayasası için, ''Gelecek için emniyet kemeridir'' diyor. 127 yıllık bir şirket olan ve 4’ncü kuşağında görev aldığı şirket, örnek alınacak bir şirket..

 

Özellikle aile şirketlerinin üçüncü kuşaktan dördüncü kuşağa geçişi dünya ortalamasına göre % 5 olduğuna göre, ne kadar önemli bir iş becerdikleri ortaya çıkıyor.

 

Güzel bir konferans oldu. Vanlı işadamlarının katılımı ve ilgisi iyiydi.

 

Van gölünün bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Deniz gibi duruyor. Kedisi ile de ünlü Van’ın bir diğer ünlü tarafı ise Van kahvaltısı.. Vanlılar bunu dünyaya duyurmak için tam 51.793 kişi bir araya gelmiş ve topluca yaptıkları kahvaltıyı dünya rekorlar kitabı Guanness’e yazdırmışlar.

 

Depremden sonra yeniden yapılanmaya başlayan Van da, kendimi Çanakkale de gibi hissettim.

 

Çanakkale den, taaaa Van a gitmek, güzel bir duyguydu.

 

Bu yazı 31186 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum