içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Aynalı Pazar

Bugun...
Çanakkale Bağlamında Pandemi Göçlerinin Sonuçları

-Pandemi bir kent, hatta metropol hastalığı tespiti tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yapılıyor. Salgının oluşma, bulaşma, yayılma, etkilenme oranı kırsal alanlardan daha çok kent ve metropollerde görülmektedir.

 

-Hastalık oluşum ve etkilenme sürecinde alınan kısıtlayıcı önlemler, karantinalar, sokak çıkma yasakları kentlerin ve kentlerdeki konutların yaşanabilir olmadığını tespit etmemizi sağladı. Büyük kent ve metropollerdeki, dar, sıkışık ve çok katlı konut mimarisi bu Pandemi kısıtlarıyla birlikte kullanıcıların yaşam kalitesini doğrudan etkilemiştir.

 

-Bu tespitlerden hareketle kent ve metropollerden, kırsal alan yerleşmelerine ve özellikle sahil ve dağlarda yer alan köylere göç başlamıştır. Göç ilk zamanlar geçici 2. Konut nitelikli olsa da, Pandemi sürecinin uzun zamanlara yayılmasıyla kalıcı yerleşiklik yönünde değişim geçirmiştir.

 

-Kalıcı yerleşik göçlerinin 2 yönlü sosya-kültürel ve ekonomik insan profilini etkilediği görülmektedir. Birinci profil, emekli olmuş, ekonomik gelir düzeyi mekana bağlı kalmaksızın yaşamını devam ettirebilecek orta ve üst gelir grubundaki kitleleri kapsamaktadır. İkinci insan profili ise; mekana bağlı kalmaksızın çalışma olanağı olan meslek gruplarının oluşturduğu kitleleri kapsamaktadır.

 

-Tüm bu tespitler, yerelde tasarım mimarlık ofisinde yaptığımız deneyimli projeler ve çevremizdeki gelişmelere göre edinilen bilgilerden derlenmekte ve tespit edilmektedir.

 

-Çanakkale kırsal kesimi, sahilleri ve dağ köyleri bu göçe maruz kalan odak noktaların başında gelmektedir. Özellikle Ezine-Ayvacık sahilleri ile Bayramiç dağ yerleşmeleri bu yoğunluğun lokalde en fazla yaşandığı bölgedir.

 

-Büyükşehir statüsünde olmayan Çanakkale’nin yürürlükteki yasal mevzuata bağlı yapılaşma olanakları şöyledir.

 

1)Bu alanlardaki planlı belediye (Küçükkuyu-Geyikli gibi) alanları ile belediye dışı kırsal kesimde mevzii planla 1990’lardan sonra planı yapılmış bölgelerdeki ruhsatlı yapılar.

 

2)2015 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli Balıkesir Çanakkale Çevre düzeni planı ile tanınan tarla statüsündeki 5.000 m2 den büyük arazilerin %10 emsal ile ekoturizm statüsünde imara açılmasına bağlı oluşan ruhsatlı yapılar.

 

3)Köy yerleşim alanı ve civarında belirlenmiş mücavir meskun alanı sınırlarındaki köy iznine bağlı ruhsatlandırılan yapılar.

 

Yasal ve ruhsatlı mevzuata göre yapılaşma yukarıdaki genel kategorilere bağlı olarak sürmekte iken, aynı süreçte kaçak yapılaşma da olanca hızıyla devam etmektedir. Kaçak yapıların artışı hemen öncesinde uygulanan “imar barışı” ile de doğrudan orantılıdır.

 

Kaçak yapılar, hafif çelik, konteynır, prefabrik gibi farklı ve taşınabilir, genellikle kent dışından getirilen kalıcı olmayan konutlar şeklinde başlamakta, akabinde yerel yapım malzeme ve usta kaynaklarıyla kalıcı hale getirilmektedir.

 

Tüm bu durumun yarattığı yanlış, çarpık, yoğunluklu yapı artışları irdelenmeye muhtaçtır.

 

Ancak, 1960’lardan bu yana süren köylerden kentlere göç, birçok köy yerleşimini sonlandırmış ve sonlandırmak üzeredir. Tersine göç, kırsal kesimdeki en önemli “yapı kapitali” olarak varlık sürdüren yerleşimlerin tekrar yaşama katılmasının bir fırsatı olarak değerlendirilebilir.

 

Yeni durum yeni sonuçlar doğurmaktadır. Kent, köy, kırsal kesim yerleşim ilkeleri, politikalar ve stratejilerin yeniden üretilmesi, başta yerel dinamiklere önemli sorumluluklar yüklemektedir.

Bu yazı 25483 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum