içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Aynalı Pazar

Bugun...
İslam Ülkeleri İslam’a Ne Denli Uygun?

George Washington Üniversitesi’nden iki akademisyen, 2010 yılından bu yana her yıl 153 ülkede İslam Endeksi Araştırması yapıyorlar. Amaçları “İslam’a en uygun yaşayan” ülkeleri sıralamak olduğundan, araştırma kapsamında Müslüman olmayan ülkeler de var. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2018 yılının sonuçları yine çok çarpıcı. Müslüman olmayan batılı ülkeler bu yıl da ilk sıraları paylaşırken, Müslüman ülkeler son sıralarda yer alıyor. Yeni Zelanda’nın birinci sırada yer aldığı araştırmanın ilk 40 sırasında Müslüman ülke yok. Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerden Birleşik Arap Emirlikleri 45. Sırada, son sırada Yemen var. Araştırmanın ilk yayınlandığı 2015 yılında, 65. Sırada olan Türkiye ise, gerilemesini bu yıl da sürdürerek 95. Sıraya inmiş durumda.

 

Araştırma çeşitli göstergelere dayanıyor. Kuran’daki ilgili ayetler, Hz. Muhammed’in yaşamı, uygulamaları ve sözleri referans olarak kabul ediliyor. Dikkate alınan dört temel kriter var: 1. Ekonomi 2. Hukuk ve Yönetişim 3. İnsan hakları ve Siyasal haklar 4. Uluslararası İlişkiler.

 

İslami endeksinin 2018 yılı sonuçları açıklanırken, Türk kökenli Mısırlı din âlimi Muhammed Abduh’un 100 yıl önce söylediği çok önemli bir sözüne yer verildi: “Batıya gittim, İslam’ı gördüm ama Müslüman yoktu; Doğu’ya döndüm, Müslümanları gördüm ama İslam yoktu. Muhammed Abduh İslam Modernizmi'nin kurucularından ve İslam düşüncesinin yeniden canlanmasında büyük katkılar yapan bir din adamı. Ölümünden sonra takipçilerinin yönetimindeki okulu; İslam’ın hoşgörü, cömertlik, insan sevgisi gibi erdemlerinin önemini vurguluyor. Sevginin insanın fıtratında olduğunu, bencillik ve ihtirasın sevginin gelişimine engel olduğunu savunuyor. Abduh ekolüne göre insanlar aynı bütünün parçaları, dolayısıyla parçanın, bütünün faydası için çalışması gerekiyor.

 

Endeks ekonomi alt dalında; toplumsal cinsiyet eşitliği göstergeleri, emek piyasası verileri, iş kurma kolaylığı, vergilendirme, eğitim eşitliği, şeffaflık ve sorumluluk ve makroekonomik göstergelere yer veriyor. Hukuk ve Yönetişim alt dalında; siyasi istikrar, hükümet etkinliği, hukuk devleti ilkelerine uygunluk, yolsuzluk, yargı bağımsızlığı, bağımsız mahkemeler ve ordunun siyaset ve yargı kurumlarıyla ilişkisi gibi göstergeler yer alıyor. Bunlara ek olarak;  Freedom House’ın sivil ve siyasi haklar ile ilgili göstergeleri ile birlikte, kadınların karar alma süreçlerindeki etkinliği, siyasi risk göstergeleri de var. Uluslararası ilişkiler alt dalında ise; çevre koruma göstergeleri, küreselleşme düzeyi ve savunma harcamaları bulunuyor.

2018 İslam Endeks Araştırması’nın ilk 10 ülke; Y. Zelanda, İsveç, Hollanda, İzlanda, İsviçre, İrlanda, Danimarka, Kanada, Avustralya, Norveç. Türkiye genel endekste 95. Sırada, ancak genel endeks 4 farklı endeksin bileşiminden oluşuyor. Türkiye’nin ekonomi endeksinde yeri 70. Sıra, İnsan Hakları ve Siyasi Haklar sıralamasında ise kendisine ancak 100. Sırada yer bulabiliyor.

 

Dünyada toplam nüfusu yaklaşık 1 milyar 800 milyon olan 57 İslam ülkesi var. Böylesine büyük nüfusu oluşturan Müslümanların dünya ekonomisine yaptığı katkı,83 milyonluk bir Almanya etmiyor. Büyük çoğunluğu, adı konmasa da Siyasal İslam’la yönetilen İslam ülkeleri Laik/ seküler hayatı kabul etmiyor. 57 İslam ülkesi; teknoloji, eğitim, sağlık, spor ve marka yaratma kategorilerinde Almanya’nın yarısı bile değil. İslam ülkelerinin içinde pek çok yetersizliklerine karşın en tepede yer alan Türkiye bile, 785milyar Dolarlık GSYH ile teknoloji devi Apple şirketinin piyasa değerinin çok gerisinde.  Apple’ın piyasa değeri 2018 Ağustos ayında 1 trilyon Dolar’ı aştı ve 170 ülkenin GSYH’sini geride bıraktı. Dahası, Apple’ın piyasa değeri dünyanın en fakir 97 ülkesinin toplam GSYH ’sının üstüne çıktı.

 

Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar “ 500 yıldır İslam’ın bilime katkısı yok ve İslam ülkeleri bilim adamı yetiştiremiyor” diyor. Sancar’a göre bilim yapmak genetik ya da zekâ meselesi değil, gelenek meselesi. Dolayısıyla, toplum olarak bilim yapmayı gelenek haline getirmeliyiz. Dünya nüfusunun yüzde 2’sini oluşturan Yahudiler, yüzde 20 Nobel ödüllerinin sahipleri. Sancar Yahudiler ’in üstün zekâlı ya da diğer insanlardan daha zeki oldukları için bu ödülleri almadıklarını söylüyor. Sancar’a göre Yahudiler kültürlerinde;  bilime, eğitime önem verdiklerinden dolayı alıyorlar.

 

İslam ülkelerinin çoğunda çağdışı bir yönetim anlayışı var. Yürütme organlarının bilimsel ve teknolojik gelişmeye karşı müdahaleleri, liyakatsizlik, yaygın yasak kültürü, rüşvet ve yolsuzluk, akraba ve yandaşları kayırma, bilimin rehberliğinden yoksunluk, kalitesiz eğitim İslam ülkelerinde görülen yoğun yoksulluğun temel nedenleri. Hala sanayi devrimini yapamamış ya da tamamlayamamış olmaları bu ülkelerin kültürlerini olumsuz etkiliyor. Laik bir yaşamı içselleştirememiş olmaları da bu durumun yarattığı bir sonuç Din kuralları ve hurafelerin rolünü,  günlük yaşamda ve yönetim anlayışında görmek mümkün. Sorgulayan basın yok, özgür düşünen, düşünce üreten insan neredeyse yok, olanın da başının derde girmesi kuvvetle muhtemel. Kadın özgür değil, erkekle eşit değil. Demokrasi ve parlamenter sistem pek çok ülkede yok, olanlar da yetersiz. Bireyin farklılığını ortaya koyması, hakkını araması için gerekli anayasal güvencesi yok. Yani devlet vatandaşı, devlete karşı koruma noktasında değil. Az gelişmişliğin, geri kalmışlığın temel nedenleri bunlar.

 

İslami Endeksi Araştırması ideal bir ülkeyi çok boyutlu olarak ortaya koyuyor. Ortaya çıkan tabloyu, başta İslam ülkeleri olmak üzere bütün ülkeler sorgulamalılar. Öncelikle İslam ülkelerinin, kendi yönetim anlayışlarının, neden İslam’ın öngördüğü temel ilkelerle bağdaşmadığını keşfetmeleri gerekiyor. Arkasından da, neden nüfusunun çoğunluğu Müslüman olamayan ülkelerin, İslam’ı öğretilere uygun olarak yaşamak isteyen insanlar için, en rahat edecekleri ülkeler olduğunu öğrenmeleri gerekiyor.

 

Tuıygan ÇALIKOĞLU

Bu yazı 39408 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum